|
|
|
|
» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler
|
|
|
|
|
|
» Ülke içinde kullanılan muhasebe standartlarını uluslararası standartlarla bütünleştirebilmek için 1995 yılından bu yana 43 uluslararası muhasebe standardı Türkiye’ye ...
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Her Muhasebe Ofisi = Bir Vergi Dairesi
Bilindiği gibi, 213 sayılı VUK’nun konumuzla ilgili 20. maddesinde vergi dairesinin tarifi şöyle yapılmaktadır: “verginin tarhı: vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibariyle tespit eden idari muameledir.”
Vergi daireleri işlem yönergesinde ise; vergi dairesinin tanımı şöyle yapılmıştır: “Vergi daireleri, mükellefi tespit eden, vergi, resim ve harç tarh eden, tahakkuk ettiren, ceza kesen ve tahsil eden dairelerdir. Vergi daireleri, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre aynı zamanda “Tahsil Dairesi”dir.”[1]
Artık, günümüz koşullarında verginin tahakkuk işlemleri meslek mensupları tarafından e-beyan olarak gerçekleştirilmektedir. Yine, SGK ile ilgili bütün tahakkuk işlemleri de meslek mensupları tarafından e-beyan olarak gerçekleştirilmektedir. Bugün itibariyle, her ay düzenli olarak muhasebe bürolarında KDV tahakkuk fişleri, SGK aylık prim bildirge tahakkuk fişleri, aylık muhtasar tahakkuk fişleri, aylık damga vergisi tahakkuk fişleri, düzenli olarak kesilmektedir. Bu tahakkuk fişlerinin düzenlenmesi işlemleri meslek mensupları tarafından her ay rutin olarak yapılagelmektedir. Doğal olarak, bu işlemler zaman ve kırtasiye kaybına neden olmaktadır. Bu rutin işlemlerin haricinde 3 ayda bir geçici vergiler, yılda bir gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri ve diğer bildirimler bu hesaplamalarda dikkate alınmamıştır. Türkiye’deki mevcut gelir, kurumlar vergisi, KDV, muhtasar, ÖTV, damga vergisi ve diğer beyannameli mükellefler dikkate alındığında düzenlenen beyanname ve tahakkuk fişi adedi önemli rakamlara erişmektedir.[2] Durum böyle olunca, 213 sayılı VUK’nundaki bazı tanımların değiştirilmesi gereği ortaya çıkmaktadır.
Bu durumda, 3568 sayılı yasaya göre unvan almış meslek mensupları, Gelir İdaresinin internet vergi dairesi kurulduktan sonra bütün vergi beyannamelerini tahakkuk işlemleri meslek mensuplarının ofislerinden e-beyan yoluyla gerçekleştirilmektedir. Başka bir ifade ile, meslek mensuplarının tahakkuk ettirmediği hiçbir beyanın vergi dairesinde kaydı gözükmez. Elektronik beyan öncesi uygulamalarda; kağıt ortamda düzenlenen ve mükellefçe imzalanan vergi beyannameleri yine meslek mensupları tarafından vergi dairesine elden götürülüp tahakkuk işlemleri yapılmakta idi. Bu aşamada vergi daireleri tarafından tahakkuk fişinin düzenlenmesi ciddi bir iş yükü ve kırtasiye kaybına neden olmaktadır. Gelir İdaresi eski uygulamalarda tahakkuk fişini düzenleyen bir daire iken daha sonra bu tahakkuk fişi düzenleme işlemleri tamamıyla meslek mensuplarının üzerine aktarılmış ücretsiz bir görev olarak kalmıştır.
Geldiğimiz noktada her bir muhasebe bürosu = maliyenin vergi dairesi gibi faaliyetlerini devam ettirmektedir. Üstelik muhasebe bürolarında çalışan personelin ücretleri maliye tarafından da ödenmemektedir.
SGK uygulamaları yönünden de e-beyan, e-bildirge gibi birçok bildirimler yine 3568 sayılı yasaya göre unvan almış meslek mensupları tarafından ofislerinde tahakkuk işlemleri gerçekleştirilmektedir. Eski uygulamalarda ise, tahakkuk fişinin düzenlenmesi görevi SSK kurumuna ait olan bir görev idi. Bu anlamda, SSK kurumu tahakkuk fişinin düzenlenmesi ile ilgili ciddi bir iş yükü, kırtasiye yükü ve zaman kaybı nedeniyle ciddi maliyetler üstlenmektedir. Geldiğimiz noktada e-SGK nedeniyle kurum hem zaman maliyetinden kurtulmuş ve hem de önemli ölçüde kırtasiye tasarrufu yapmaktadır.
Her bir muhasebe ofisinin bir vergi dairesi olarak faaliyet göstermesi; gelinen noktada 3568 sayılı yasaya göre unvan almış SM, SMMM ve YMM’ler ve hatta aday meslek mensupları stajyer SMMM’ler yönünden yapılan işin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, meslek mensupları gerek vergi idaresine karşı ve gerekse SGK’ya karşı önemli yükler ve maliyetler üstlenmiş durumdadırlar. Bunun karşılığı olarak meslek mensuplarına herhangi bir ücret vs. ödenmediği gibi meslek mensupları ciddi mesailer sarf ederek zaman kaybetmektedirler. Bütün bu zaman ve emek kaybı sonucunda meslek mensuplarının ekonomik olarak bir kazançlarının olduğundan bahsetmekte mümkün değildir.
Meslek mensupları, Gelir İdaresi ve SGK’nın ücretsiz tahakkuk memuru olduklarından dolayı, unvanlarının yanına ikinci bir unvan olarak ücretsiz tahakkuk memuru şeklinde bir unvan koydurmalarının zamanı gelmiştir. Ayrıca her bir muhasebe ofisi de = vergi dairesi fonksiyonunu görmektedir.
[1] Bkz. Vergi Daireleri İşlem Yönergesi: 24.12.1994 gün ve 22151 sayılı RG.
[2] Gelir, gelir stopaj , Gayri Menkul Sermaye İradı (G.M.S.İ.), basit usul , kurumlar ve katma değer vergisi faal mükellef sayısı Temmuz 2012'de 9 milyon 241 bin 150 olarak belirlendi .
Geçen yıl Temmuz ayında 1 milyon 700 bin 566 olan gelir vergisi mükelleflerinin sayısı bu yılın aynı ayında 1 milyon 751 bin 772'ye, gelir stopajı mükellef sayısı ise 2 milyon 376 bin 41'den 2 milyon 426 bin 221 'e yükseldi.
Kurumlar vergisi mükellef sayısı da 660 bin 888'den 664 bin 443'e, katma değer vergisi faal mükellef sayısı ise 2 milyon 285 bin 81'den 2 milyon 336 bin 82'ye yükseldi.
G.M.S.İ faal mükellef sayısında son bir yıllık dönemde 303 bin 606 artış kaydedildi. Buna göre geçen yılın Temmuz ayında 1 milyon 48 bin 365 olan G.M.S.İ faal mükellef sayısı bu yılın Temmuz ayında 1 milyon 351 bin 971 olarak belirlendi .
Basit usulde vergilendirilen faal mükellef sayısı ise 719 bin 874'den, 710 bin 661'e geriledi.
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
|
|
|
|
|
|